“Ben Maithreyi Seetharaman, bu hafta Real Ekonomi’de Strasbourg’a uzanıyoruz. Ortaklık ve işbirliğinin, Avrupa ekonomisine nasıl yeni bir soluk
“Ben Maithreyi Seetharaman, bu hafta Real Ekonomi’de Strasbourg’a uzanıyoruz. Ortaklık ve işbirliğinin, Avrupa ekonomisine nasıl yeni bir soluk getirdiğini göreceğiz.”
Bölgesel Politika Avrupa Komiseri, ortaklığın, herkes için somut ekonomik sonuçlar doğurduğunu söylüyor. Şimdi eski çekiciliğini kaybetmiş fakat o günleri geri kazanmak için ortaklığa yönelen Liverpool gibi kentlere bir bakalım. Onların stratejileri nasıl benimsediklerini görelim. Bu uygulamalar, bugün karşılaştığımız büyük sorunlarla baş etmemizde bize yardımcı olabilir.
Biraz işbirliğiyle paranın Avrupa ekonomisinindeki yörüngesini değiştirebilirsiniz. Biz de AB’deki ve Ulusal Düzeydeki ortaklığın yerel ve kent yönetimlerine, sivil toplum ve bize temelde yatırım ve politika kararları hakkında sahiplik duygusu veren işletmelere nasıl entegre edilebileceğini görüşmek üzere Avrupa Parlamentosu’ndayız. Peki bu ortaklık fonları nasıl çalışıyor. Dilerseniz grafiğimizde görelim.
Avrupa ülkeleri ilk olarak mevcut AB fonlarını kullanarak, yatırım yapmak istedikleri alanlardaki planlarını hazırlamalı. Bunu yapmak için de farklı bölge ve şehirlerdeki sivil toplum ve özel sektör temsilcileri ile bağlantı kurmalı. Ülkeler bu işbirliği sonrasında ise Avrupa Komisyonu’na bir Ortaklık Anlaşması göndermeli. Anlaşma onaylandığında ve kabul edildiğinde yasal bir sözleşme haline gelir. Böylece yatırım kararları, gerçek Operasyonel program halini alır.
Bu programlar, herkesin katkıda bulunması için ülkeler, bölgeler ve tüm paydaşların kendi aralarında işbirliği içinde olduğu şehirlerde Yatırım Öncelikli olabilir.
İşte bu bahsettiğimiz yerel işbirliğini Makro Düzeyde bir Ortaklı fırsatına dönüştüren kentlerden birinin temsilcisi de yine burada Avrupa Parlamentosu’nda bulunuyor. Hangi kentten mi bahsediyoruz. Tabi ki Liverpool’dan. Sarah Chappell Liverpool’da, bu ortaklığın nasıl gerçekleştiğinin izini sürdü.
Liman kenti Liverpool 18. ve 19. yüzyıl boyunca ticari açıdan bir güç merkeziydi. Ama 20. yüzyılın ortalarında, liman ve imalat sanayi düşüşe girdi. 1970’lerde İngiltere’deki durgunluk döneminde ise adeta duvara çarptı.
Euronews Sarah Chappell:
“Liverpool uzun süre ekonomik kudretinin geçmişte sınırlı kaldığını sanıyordu. Ama değişim rüzgarları esti. Liverpoolluların da dirsek teması ve işbirliği ile büyüme projeleri ardı ardına gelmeye başladı.
Son 25 yıl içindeki Özel yatırım ve kamu finansmanı hem yeni iş olanakları geliştirmek hem de ekonomik bir altyapı oluşturmakta yardımcı oldu.
Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu ve Avrupa Sosyal Fonu aracılığıyla gelen 20 milyar Euro yedi yıl boyunca İngiltere’ye tahsis edildi.
Yerel Girişim Ortaklığı, Liverpool Şehir Bölge’sinin en gerekli organı. Bu sayede şehri küçük işletmeler, sivil toplum liderleri ve kurumlarla birlikte daha ileriye götürebiliyorlar.
Liverpool Bölge Yetkilisi Mark Basnett:
“Liverpool Şehir Bölgesi içerisinde gerçek güçlü rekabetin avantajlarının neler olduğu, bunun ulusal ve uluslararası boyutları, hatta küresel boyutları üzerinde yıllardır kafa yoran bir ekibimiz var. Stratejimizi de bu temele oturttuk.”
Liverpool limanı bu stratejinin merkezinde.Yeni inşaa edilen konteyner terminali büyük gemilerle başa çıkabilecek durumda. Açıldığında İngiltere’nin lojistik sektörüne çok büyük katkı sağlayacak. Şehir merkezindeki KOBİ’leri de büyümeyi teşvik etmek gerekli. Gary Carney ‘bağımsız mağaza’ olarak tanımladığı olgunun yaratıcısı. Kendisi çoğu küçük tüccar olan yerel perakendecilere fırsat vererek, mallarını pahalı bölgelerde satışa sunuyor.
Carney, firmasını, ulusal ve Avrupa fonları tarafından desteklenen Merseyside Özel Yatırım Fonu sayesinde açmış. Mağaza çömlek de dahil birçok tuhafiye ürünüyle dolu.
Gary Carney Mağaza sahibi:
“Aldığımız geri dönüşler bizim için çok destekleyici oldu. Bence herkes yaptığımız işin değerini gördü ve bu da satışlarımıza hızlı bir şekilde yansıdı.”
Liverpool, artan verimlilik ve iş fırsatlarına rağmen hala İngiltere’nin en mahrum alanlarından bazılarını içinde bulunduruyor.
Liverpool Bölge Yetkilisi Mark Basnett:
“İşe İlk önce çalışma arzusu olan insanlar için ekonomik altyapı oluşturarak başlıyorsunuz. Sonrasında ise bütün kesimlere ulaştığınızdan emin olmalısınız.”
Maithreyi Seetharaman:
“Bölgesel Politika için Avrupa Komiseri Corina Cretsu ile beraberiz. Sizi konuk etmekten çok memnunuz. İlk olarak size şunu sormak istiyorum. “Ortaklık” tanımını normal vatandaşlar için nasıl tarif edersiniz?
Bölgesel Politika için Avrupa Komiseri Corina Cretsu:
“Bu kavram “herkesi kapsayan” anlamında. Çünkü biz Brüksel’den, hangi üye ülkenin, bölgenin neye ihtiyacı olduğuna karar veremeyiz. Önümüzdeki 7 yıl boyunca gerçekleşecek tüm projelerin ve yatırımların tasarlanmış, seçilmiş ve aynı zamanda uygulanmaya başlandığı bir yıl içerisinde olduğumuzu düşünürsek, işbirliğinini de önemini anlarız.”
Maithreyi Seetharaman:
“Şimdi yapılanlarla geçmişte yapılanlar arasındaki far ne ?”
Bölgesel Politika için Avrupa Komiseri Corina Cretsu:
“Birçok ülke ilk başlarda, gerçekten de biraz karmaşık diyebileceğimiz politika nedeniyle bazı sorunlarla karşılaştı. Geçen yıl programlama döneminde ben, Üye Devletlerin olayı kavrayamayacağından korkmuştum. Fakat onlar iş adamları, bölge yetkilileri ve öğretmenlerle beraber aynı masaya oturursa kendileri için önümüzdeki 7 yıl içinde gerekli olacak iyi projeye karar verebilir.”
More projects are needed using EU_Regional</a> funds for integrating migrants says <a href="https://twitter.com/CorinaCretuEU">
CorinaCretuEU in #realeconomyeuronews</a> episode on 10/11</p>— Maithreyi (
maithreyi_s) 5 Novembre 2015
Maithreyi Seetharaman:
“Sizce ilerlemenin gerisinde kalmış bazı bölgeler bundan dolayı kendilerini suçlamalı mı ? yoksa onlara gereken ilgi gösterilmedi mi?”
Bölgesel Politika için Avrupa Komiseri Corina Cretsu:
Çok yatırım Yaptığımız fakat bu yatırımların sonucunda herhangi bir ekonomik büyüme ya da iş olanakları anlamında bir gelişme görmediğimiz bölgeler var.
Bazı yerlerde ise bunun sonuçlarını net bir şekilde gözlemledik. Hollanda’dan Fransa’ya, Avrupa Para fonundan fayda sağlamamış herhangi bir Avrupa bölgesi yok. Geçenlerde Berlin’deydim. Mülteci sorunuyla ile başa çıkma yöntemleri beni gururlandırdı. Tıpkı Paris’in banliyösündeki kentsel alanlarda gördüğüm yenileme projeleri gibi. Bizim tüm üye ülkeleri bu fonları bu amaçlar için kullanmaları adına yüreklendirmeliyiz.”
Bir fikir ya da bir stratejinini paylaşımı, şehirler, bölgeler ve hatta ülkeler arasındaki oluşumunu görmek bunun en iyi uygulamaları hakkında bilgi toplamanın bazen potansiyel zorlukları da olaniliyor. Monica Pinna işte bu mücadeleyi göze alan Portekiz’e gitti.
Bu şehirlerin ortak noktası nedir? Hepsi de göç alan ülkelerin “Varış Kentlerinden. Onlar da böyle küresel bir mücadelede ortak bir çözüm üretmek adına güçlerini birleştirdi. Nasıl mı? Tabi ki paylaşımla. Paylaşmak ve kentsel politikalar geliştirmek, bu Avrupa programı URBACT’ın için de anahtar niteliğinde İlk olarak Porktekiz’in Amadora kentine gidiyoruz.
Carla Tavares, Amadora Belediye Başkanı:
“Kimse her şeyi bilemez. Ve biliyorum ki bu durum bize gerçekleri paylaşma ve her gün karşılaştığımız zorluklara yeni çözüm yolları bulmak adına deneyim oluşturma imkanı verecek.
URBACT Uyum Politikası, Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu’nun 28 Üye Devleti ve Norveç ve İsviçre’de tarafından ortak olarak finanse edilen bir araç. 2014-2020 arası toplam bütçesi 96,3 milyon Euro.
Andreas Karadakis:
“Yunanistan nihai hedef değil, ama Kuzey Avrupa yolundaki transit ülkelerden biri”
Hannele Lautiola,
“Bizim şehrimiz Finlandiya’daki en yüksek mülteci oranına sahip”
Juan Francisco Iborra Rubio:
“Bu projeler gerçekten önemli. Çünkü bize henüz gerçekleşmeden önce ortaya çıkabilecek sorunları görme imkanı sağlıyor.”
SOT Hannele Lautiola:
“Finlandiya’da yılda yaklaşık 3 bin iltica talebi alıyoruz. Bu yıl ise hali hazırda bu rakam 30 bin.
İş değiştirebilme, gençlere istihdam, yeşil enerjiler, gibi alanlarda Urbact, programın 2006’da uygulamaya sokulmasından beri en başarılı sonuçlara imza attı. Ama şu andaki mülteci sorunu bu kişilerin ulaştıkları şehirlerin bu konuyu da ajandalarına almalarını gerektiriyor.
Monica Pinna:
“Bu sene yarım milyondan fazla kişi Avrupa’nın koruması altına girebilmek için Akdeniz’i geçti. Sadece 3 ayda, yani Nisan ile Haziran arasında, 213 bin yeni sığınma başvurusu yapıldı. İlk defa karşılaşılan bu durum mali kaynağı, siyasi bir stratejiyi ve organizasyonu şart kılıyor. “
#realeconomy team in #lisbon filming #arrivalcitiesURBACT</a> <a href="https://twitter.com/maithreyi_s">
maithreyi_spic.twitter.com/C49a6EoavQ
— Monica Pinna (@_MonicaPinna) 29 Octobre 2015
Lizbon yakınlarındaki mültecileri ağırlama merkezi Bobadela, 2006’da 42 kişiye hizmet vermek için kuruldu. Şu anda merkezde 20 farklı milletten 76 mülteci bulunuyor. Ülke Kasım ayında yeni bir göç dalgası bekliyor.
Cristina Farinha, Bobadela Mülteci Merkezi Müdürü:
“Merkezin dışında, lojmanlarda ağırladığımız yaklaşık 60 kişi daha var. Toplamda 276 kişiye yardım ediyoruz. Tüm partnerlikler önemli. Tek başımıza bir şeyler yapmamız mümkün değil. Yardım konusunda daha fazla çalışmalıyız.”
Avrupa nüfusunun yaklaşık yüzde 70’i şehirlerde yaşıyor. Bu kesim her ne kadar ulusal kalkınmanın kaynağını oluştursa da aynı zamanda eşitsizlikler ve dışlanma gibi risklere daha fazla maruz kalıyor. Bu nedenle Urbact’tan en fazla yardımı şehirler alıyor.
Maithreyi Seetharaman:
“Komiser Cretsu ile görüşmemizi sürdürüyoruz.Ortaklıkları işte bu şekilde yapmalıyız diye gösterebileceğiniz örnekler var mı? Ya da yapılmamasını önerdiğiniz durumlar?”
Bölgesel Politika için Avrupa Komiseri Corina Cretsu:
Üye ülkelere, bölgelere ve yetkililere şunu söylemek isterim. Para kontrolünü sağladıkları için çok önemli olan düzenlemelere yenilerini eklemek istemiyorum. Ama devletler seviyesinde yeni zorunluluklar getirmeniz iyi olmaz. Küçük ve Orta Boy işletmelerin süreci ve işlemleri çok karmaşık, çok yavaş ve çok bürokratik bulmalarından dolayı kepenk kapatmasını istemiyorum. Sahada çalışanlar neyin işe yaradığını, neyin gereksiz olduğunu çok iyi biliyor. Hepsini düşüncelerini üst mevkilere aktarmaya davet ediyorum. Çünkü gelecek seneden itibaren bu uyum politikasının 2020’den sonra nasıl şekilleneceğini düşünmeye başlayacağız. Bu yüzden de deneyimlerimizden dersler çıkarmalıyız.
Maithreyi Seetharaman:
“Para konusu sıkça gündeme geliyor. Bütçeyi kim yönetiyor? Onun kullanımını nasıl gözetliyorsunuz?”
Bölgesel Politika için Avrupa Komiseri Corina Cretsu:
“Öncelikle ulusal denetçilerden büyük destek alıyoruz. Ayrıca Avrupa Komisyonu’ndan da denetmenler ile işbirliği içindeyiz. Dolandırıcılığa karşı sıfır tolerans tanıyoruz. Uluslararası seviyede tam şeffaflık içinde çalışmamız çok önemli. “
Maithreyi Seetharaman:
“Junker Planı’nın çektiği yatırımcılara ve ortaklıklara baktığınızda olası bir çıkar çatışması mümkün mü?
Bölgesel Politika için Avrupa Komiseri Corina Cretsu:
“Hayır, hayır. Bu bizim paramız değil, Uyum için ayrılan paranın bununla bağlantısı yok. Eğer ki ortada büyük bir proje var ve yatırım bankasının parası yetersizse, fonlarda çeşitliliğe gitmeyi dikkate alabiliriz. Ama burada çatışma söz konusu değil. aksine, hep beraber el ele yürüyoruz.