Bakanlığın Çeşme’de yönetmelik oyunu

Kültür ve Turizm Bakanlığıİtibaren Çeşme Turizm Projesi STK’ların, çevrecilerin ve vatandaşların yasal mücadelesi sürerken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği BakanlığıÇeşme Yarımadası’nın koruma statüsünün değiştirilmesine yönelik girişimler yargı tarafından reddedildi. dava avukatı Ömer Turgut Erlat Bakanlıklar yargıdan istedikleri sonucu alamayınca koruma kanununda değişiklik yaparak projenin önünü açmaya çalıştıklarını söyledi.

İKİ AYRI VAKA SÜRECİ

11 Şubat 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi’nin sınırları belirlenmiş, Kültür ve Turizm Bakanlığı 16 bin dekarlık dev bir alanın imara açılması için proje hazırlamıştı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, projeyi “Rant Projesi” ve “İzmir’in Kanal İstanbul’u” olarak tanımlıyor.TMMOB uzantısı), İzmir Barosu, İzmir Tabip OdasıEge Çevre Platformu (EGECEP) ve çevreci vatandaşlar projeye karşı açılan davada yürütmenin durdurulmasını istedi. Bilirkişi, bakanlığın projesini şehircilik ilkelerine, kamu yararına, bilime ve hukuka aykırı bulsa da, Danıştay 6’ncı Dairesi yürütmenin durdurulması talebini reddetti. Danıştay’ın idari davaya bakan dairesi, Danıştay 6’ncı bölümün kararını hukuka aykırı bularak yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Danıştay 6. Dairesi daha sonra projenin hukuka uygunluğunu kesin olarak ilan etti. Danıştay’ın idari davalar bölümünde çevreciler bir kez daha kararını verdi.

Öte yandan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Çeşme yarımadasının koruma seviyesinin düşürülmesine yönelik talepleri mahkeme tarafından iki kez iade edildi.

“SADECE TURİST YAPISI YAPILMAYACAK”

Türkiye’de korunan alanların kullanımına ilişkin kısıtlamaların kaldırıldığını söyleyen Avukat Ömer Turgut Erlat, “Korunan alan yönetmeliği değişti. Yönetmelikte “nitelikli doğal sit alanları asla yapılamaz. Sadece bölge sakinlerinin geleneksel yaşam tarzlarını sürdürmelerine izin verilmektedir. Ama yönetmelik sürekli değişti. Nihai haliyle, nitelikli doğal koruma alanlarında enerji santralleri ve yolların yapılmasına izin verecek şekilde değiştirildi. Akabinde yeni bir değişiklikle verilen izinler daha da genişletildi. Nitelikli Tabiatı Koruma Alanı olan Alaçatı ile Zeytinli arasında yer alan Mersinli Koyu, proje ile yapılaşmanın olmadığı, nadir türlerin yaşadığı sit alanı içinde marina olacak. Bölgede oteller, villalar, alışveriş merkezleri yapılacaktı. Bölgedeki sorunlu suyun denizden ters osmoz yöntemiyle elde edileceği savunuldu. Ayrıca kıyıda bir “ters osmoz” tesisi ve ayrıca bir elektrik santrali kurmayı planlıyorlar. Ayrıca sadece turistik tesisler değil, ayrıcalıklı yaşamı sağlayacak tesisler de yapılacak” dedi.

“SADECE BİR YERİ KORUMA KARARI ALMAK O YERİN KORUNACAĞI ANLAMINA GELMEZ”

Av. Erlat, “Ancak bu noktada yargıda olumlu sonuçlar elde etmemize rağmen bakanlık korunan alanların kullanım şartlarında değişiklik yapıyor. Çeşitli endüstri, endüstri, turizm gibi faaliyetlerde kullanım şekillerini değiştirirler. Bu nedenle, bir yeri koruma kararı pek mantıklı değil. Maalesef bir yeri koruma kararı o yerin korunacağı anlamına gelmez. Örneğin; ‘Kesin korunması gereken hassas bölge’ ibaresi ile başlayan bir yönetmelikte, ‘hiçbir şekilde yapılaşmaya açık tutulamaz’ ifadesiyle ‘buralarda milli güvenlik tesisleri kurulabilir’ yazıyor. “Yollar, doğalgaz hatları yapılabilir” diyor. Ayrıca koruma yasamız da boşluklarla dolu!” o ifadeleri kullandı

“MAHKEMEDE KAZANACAK BİLE YÖNETMELİKLE YAPIYORLAR”

Ömer Turgut Erlat, korunan alanlar yönetmeliğinde yapılan değişikliklerin Çeşme’ye özgü olmadığını vurgulayarak, “Kamuya açık alanlar kamusal kalmalı, bu alanların doğal ekosistem yapısı korunmalı, bölgenin kaynakları tutumlu ve tasarruflu kullanılmalı” dedi. Dikkatli ormanlık alanlar, zeytinlikler, tarım bu alanların korunmasına yönelik dava açarsak mahkeme olumlu noktaya gelse bile mevzuat bunu imkansız hale getirir. Ayrıca biz Çeşme’de yargı kararıyla süreci iptal etsek de yine yönetmelik değişikliğiyle koruma alanlarında yapılaşmaya izin veren yönetmelikle bakanlık burada yine bir şeyler yapabilir. Ama hukuk normal işliyorsa, Danıştay İdari Daireleri daha önce aldığı hukuka aykırı karara paralel bir karar alırsa proje iptal olur.

“Türkiye’de İDARİ DAVA SİSTEMİ ÇALIŞIYOR”

Çeşme’nin 2004 yılından bu yana defalarca turizm bölgesi ilan edildiğini ve STK’ların yargı yoluyla bölgeyi koruduğunu kaydeden avukat, “Dava açılıyor, iptal ediliyor, genişletilip yeniden turizm bölgesi ilan ediliyor, la dava” dedi. tekrar dosyalandı… Yaklaşık 20 yıldır Bu yıllardır devam eden bir süreç. Danıştay projeyi iptal ederse eminim ki birkaç ay içinde belki daha geniş bir turizm bölgesi ilan etmek mümkün olacaktır. Gelinen noktada Türkiye’de idari dava sistemi giderek aşınmaktadır. Geçmişin hukuka bağlı yargısı yerine idareye daha yakın, idareyi memnun eden kararlar alan bir yapı görüyoruz. Ülkedeki genel hukuksuzluğa baktığımızda bu kararları yargı verecek, planlama aşamasına gelecek ya da neyse.”

“ÇEŞME’NİN YÜZDE 75’İ TURİZM MERKEZİ”

“Turizm kaynağını yok ederseniz turizm yapamazsınız” diyen Erlat, “Turizm kaynağı Çeşme’nin doğal yapısıdır. Burayı korumazsanız turizm yapamazsınız. Çeşme’de 11 turizm merkezi var ve bunlar kamuya ait. Daha küçük alanlar olduğu için fazla dikkat çekmiyor. Çeşme’nin yüzde 75’i turizm merkezi ve turizm bölgesi ilan edildi. Bakanlık burayı düzelttiğinde burayı kullanma hakları olduğu için çitleri çekip turizm merkezlerini kapatacaklar. Alaçatı limanında olduğu gibi kıyıları kapatacaklar. Çeşme artık vatandaşlar tarafından kullanılmayacak ve kullanmayanlara ayrıcalık sağlanacak. “Onlar da mutlu olmayacak” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir