Avrupa’da insanların yüzde yetmiş beşi kentlerde yaşıyor ve ekonominin çarkları şehirlerde dönüyor… Peki insanlar kentlerdeki konut ihtiyacını nasıl karşılıyor? Real Economy bu hafta Avrupa’da artan
Avrupa’daki insanların yüzde yetmiş beşi şehirlerde yaşıyor. Real Economy bu hafta şehir hayatına adapte sürecinde oluşan ekonomiyi konu alıyor. Peki bu ne anlama geliyor?
Suvi Linden: Kıta dışarısında doğan 33.5 kişi şu anda Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde yaşıyor. Ayrıca 2015 yılının üçüncü çeyreğinde göçmen sayısında yüzde 150 oranında artış yaşandı. Bu sosyal, politik ve ekonomik yönden büyük zorluk demek.
Öncelikle Barcelona’ya gidiyoruz. Makul fiyatlarla ev sahibi olmak dar gelirli vatandaşların hayatını nasıl değiştiriyor. Eurocities Başkanı’na ulaşım gibi sorunlarla nasıl başa çıktıklarını sorduk. Ayrıca Finlandiya’nın Vaanta kentine giderek buraya yeni taşınan insanların ve göçmenlerin şehir altyapısını nasıl etkilediğini araştırdık. Ayrıca Avrupa’daki yasa ve uygulamaların şehir hayatına uyum sağlamada ne derece etkili olduğunu mercek altına aldık.
İşte gerçek rakamlar. Her 11 Avrupalıdan bir tanesi kendi ülkesindeki orta gelirli diğer vatandaşların altında bir hayat standardına sahip. Yüzde 30’u beklenmedik masrafları karşılayamıyor. Ve vatandaşların yüzde 10’u, gelirinin yüzde 40’ını ev kirasına veriyor. Bu sebeple bazı insanlar şehir merkezinden taşınarak daha düşük gelirli işlerde çalışıyor. Bu sebeple şehirlerdeki gayri safi milli gelir azalıyor.
Şimdi Barcelona şehrinde bu konuda ne gibi çalışmalar yapıldığını inceleyeceğiz.
Barcelona’da yaklaşık 10 bin toplu konut bulunuyor. Yani tüm konutların yüzde ikisinde dar gelirli vatandaşlar oturuyor.
‘‘Barcelona’daki evlerin yüzde 1.5’inde, sosyal yardım alan insanlar kalıyor. Bu şehri Amstredam, Berlin, Londra ve paris takip ediyor.’‘
Aktivist Ada Colau, Barcelona’daki yeni Solcular Konseyi Başkanı ve yıllardır barınma soruyla ilgili eylemler yapıyor. Bu çalışmalar sayesinde bankaların ellerinde boş evler kaldı ve yeni yerler satın alınarak yaklaşık iki bin eski ev restore edildi. Bu, sekiz ay içerisinde konseye 29 milyon Euro’ya mal oldu.
Vanesa Valino, Barcelona Şehir Konseyi: ‘‘Devlet kirasını ödeyemeyen dar gelirliler için daha şimdiden 12 milyon Euro harcadı. Konseyimiz bu yaptığı çalışmalarla bu insanların konut ihtiyacını karşılıyor ve kira yardımı almak yerine onları ev sahibi yapıyor.’‘
Jorge, konseyin bugüne kadar üç bin aileye yardım ettiğini belirtiyor. Bu eve oğluyla geçtiğimiz Aralık ayında taşınmışlar. PAH derneği, kaldığı evden çıkarılmadan yeni bir sosyal konut başvurusunda bulunmak için gerekli belgeleri hazırlamış.
Jorge Olaria Villar, Barcelona şehir sakini: “İşimi kaybedene kadar yedi yıl bodrum katında yaşadım. Bir gün ellerinde belgelerle evi boşaltmam için geldiler. Şu anda buraya ayda 85 Euro, yani gelirimin yüzde 20’sini ödüyorum.’‘
Mortgage kredisini ödeyemeyenler için kurulan PAH Derneği şu anda görevde olan belediye başkanı tarafından kurulmuş. Onaylanan yasa sayesinde Katalunya Konseyi, bankalara ait boş apartmanları acil durumlarda evlerinden çıkmak zorunda kalanlara verebiliyor. Zor duruma düşen bu insanlar kira yardımı alıyor.
Luis Manuel Sanmartín, PAH Derneği Üyesi: ‘‘Barcelona’da günde 30 aile evlerinden çıkmak zorunda kalıyor. Şu anda şehirde büyük şirketlere ait iki bin 500 daire bulunuyor. İşte bu boş duran evlerin sosyal yardım havuzunda kullanılmasını istiyoruz.’‘
Barcelona Konseyi şu anda 455 evle ilgili bankalarla görüşmelerde bulunuyor.
Barcelona’daki bu sistem her yerde uygulanamıyor. Bu noktada devreye Eurocities giriyor. Avrupa’daki 130 şehri ve belediye başkanını bir araya getiren bu kuruluş, bu yerlerde karşılaşılan sorunlara uygulanabilir uzun vadeli çözümler getirmeye çalışıyor.
Eurocities Genel Müdürü ve Nantes Belediye Başkanı Joanna Rolland ile büyük şehirlerin yüzleştiği en büyük sorunları masaya yatırdık.
Joanna Rolland, Nantes Belediye Başkanı: ‘‘En büyük sorun konut açığı… Gelecekte Avrupa’da ve dünyadaki diğer büyük şehirlerde nüfus artışı yaşanacak. Bazı zorluklar yaşayacağız. Çevre bakımından risk oranı artacak. Ancak bununla ilgili çözüm yöntemleri geliştirdik. Daha randımanlı olması açısından Avrupa’daki yasaların şehir yaşamına ayak uydurması gerekiyor. Çünkü şehirler sabittir ve kaldıraç görevini üstlenir. Benim şehrime senede 6.000 konut ve 2.000 de sosyal kira yardımı gerekiyor. Tüm olanaklarımızı bu sorunları çözmek için kullanmalıyız. Emlak ve barınmayla ilgili çıkacak yasalar, yerel ekonomi ve istihdamı destekleyecektir.’‘
euronews: ‘‘Ulaşım konusuyla ilgili yürürlüğe sokmayı planladığınız uygulamalar nelerdir?’‘
Joanna Rolland, Nantes Belediye Başkanı: ‘‘İnsanların sosyal yaşayış bakımından uyum sağlaması için büyük şehirlere ve metropollere büyük iş düşüyor. Avrupa’da bizim gibi kentlere baktığınız zaman, buralarda şehir merkeziyle popüler bölgeleri birbirine bağlayan bir ulaşım ağı olduğunu görüyoruz. Bu bir köprü vazifesi görüyor. Ancak şehir merkeziyle diğer yerler sadece çevre yollarıyla bağlıysa, popüler mekanlar ardında sosyal ve kültürel açıdan bir kopukluk oluyor. Yani arada boşluklar varsa, insanların zihnindeki eşitsizlik, ayrım ve bölünme kavramları da, daha fazla oluyor.’‘
euronews: ‘‘Eurocities’in başındaki isim olarak yapılan çalışmaları göz önüne aldığınızda, örnek göstereceğiniz şehir hangisi olurdu?’‘
Joanna Rolland, Nantes Belediye Başkanı: ‘‘Çok farklı şehirlerimiz var ve aynı tarihi süreçten geçmediklerini görüyoruz. Örneğin Amsterdam dijital çağa ayak uydururken, Barcelona’nın kültürel bir değişimden geçtiğini görüyoruz. Almanya’daki şehirler mülteci konusunda farklı çalışmalarda bulundu. Ya da Viyana gibi şehirlerde emlak ve barınmayla ilgili sorunlara makul fiyatlarda çözümler getirildi. Kısaca bu şehirler işlevsellik, estetik ve diğer konular açısından Avrupa şartlarında birçok soruna birbirine örnek olacak çözümler getirdi.’‘
Uyum sağlama konusunda ister mülteci ister yasal yollarla gelenler olsun, Avrupa’daki şehirler son yıllarda hiç olmadığı kadar büyüyor ve bunun beraberinde getirdiği zorluklar da artıyor. Mülteciler daha çok iç savaşın sürdüğü Suriye, Afganistan ve Eritre’den geliyor.
Bu durum kısa vadede gayri sayfi milli geliri yükseltiyor çünkü iç talep artıyor ve hükumetler sağlık ve konaklama giderleri için daha fazla harcama yapıyor. Ancak orta ve uzun vadede şehirlere göç edenler kalifiye eleman konusunda yeterli değilse ve uyum sorunu yaşıyorsa gayri safi milli geliri buna bağlı olarak etkileyebiliyor. Şimdi Finlandiya’nın Vaanta şehrine giderek, kentlerde yaşayan ve yeni gelenlerin iş bulması konusunda yapılan çalışmalara göz atıyoruz.
Helsinki’ye yakın olan Vantaa’da geleneksel kutlamalara rastlamak çok sıradan bir şey. Burası ülkenin en çok göçmen alan şehri. Samira burada yaşayan 30 bin göçmenden biri… Buraya Fas’tan 19 sene önce hukuk diplomasıyla birlikte gelmiş. Bu çalışan annenin beş çocuğu bulunuyor. Altı ay önce mülteci merkezinde yeni bir işe başlamış.
Samira Chakir, Faslı Göçmen: ‘‘Finlandiya’ya ilk geldiğimde Fince kursu yoktu. 1997’de ülkeye iltica etmek kolaydı ancak benim için çok zor günlerdi…’‘
Vantaa’da eğitim ve sertifika programlarıyla istihdam oranını artırmayı amaçlayan bir sistem uygulanıyor. Uluslararası Hakunila Derneği Fince kurslar düzenleyerek mültecilere yardım ediyor. Geçen sene bu kurslara üç bin kişi baş vurmuş.
Burhan Hamdon, Uluslararası Hakunila Derneği Yöteticisi: ‘‘Birçok sorunu çözmeye çalışıyoruz. Ehliyet alma, emekli maaşı bağlatma ya da çocuklu ailelerin barınma ihtiyacı gibi sorun yaşanılan konuları çözmeye çalışıyoruz.’‘
Belediye ve İş ve İçi Bulma Kurumu çalışanları Suvi ve Tiina haftanın birkaç günü bu merkeze gidiyor.
Suvi Linden: ‘‘Göçmenlere iş bulma, işe başvurma ya da eğitim alma konularında yardım ediyorum.’‘
‘‘Kıta dışarısında doğan 33.5 kişi şu anda Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde yaşıyor. Ayrıca 2015 yılının üçüncü çeyreğinde göçmen sayısında yüzde 150 oranında artış yaşandı. Bu sosyal, politik ve ekonomik yönden büyük zorluk demek…’‘
Finlandiya her sene 3.000 göçmene kapılarını açıyor. Ancak 2015 yılında bu sayı 32 bine çıktı. Belediyede çalışan Hannele ve Anna göçmenlerin sorunlarıyla ilgileniyor.
Geçen sene Finlandiya’ya normalden 10 kat daha fazla göçmen giriş yaptı.
Bu göçmenlerin yaklaşık yüzde 40’ı oturum izni alabilecek.
Elbette yeni gelenler için daha fazla desteğe ihtiyaç bulunuyor.
Avrupa Birliği, Göçmenlik Fonu ile bu konuya tam 3.14 milyar Euro ayırarak göçmenlerin topluma tam olarak uyum sağlamasını istiyor. İngiltere bu konuya 370 milyon Euro ile en çok para harcayan ülke konumunda… Bunu 310 milyon Euro ile İtalya ve 265 milyon Euro ile Fransa takip ediyor.
euronews: ‘‘Yasal ya da yasa dışı yollarla göç edilsin, şehirler bu önemli sorunla nasıl başa çıkıyor? Bu konuda çıkarılan yasalar bizlere gerçek bir çözüm sunuyor mu?’‘
Şu anda Bölge Yasası Avrupa Komisyoneri Corina Cretu bulunuyor. Mülteci göçü ve onların uyum süreci hakkında konuştuk. Şehirlerde yaşayan dar gelirli yerel halkı da memnun ederek bu soruna nasıl bir çözüm getirilebilir? Ayrıca mali sorunlar ne durumda?
Corina Cretu, Avrupa Komisyoneri: ‘‘Tarih boyunca bu kadar insan kıtaya göç etmemişti ve zaten Avrupa’da 120 milyon vatandaş fakirlik riski altında yaşıyor. Ancak şu anda mültecilerin uyum sürecini önceliklerimiz arasına aldık. Ancak şu anda vatandaşlarımızın ve özellikle şehirde yaşayan insanların, yeni bir sürecin başlangıcında olduğumuzu bilmesi çok önemli… Şu anda bölgesel bazda bu konuya 450 milyar Euro ayrıldı. Üye ülkelerin yardımıyla bu rakam 600 milyara çıkıyor. Bu sorunu elimizdeki bu fon sayesinde çözmeyi ve şehirlerdeki eşitsizliği de sone erdirmek istiyoruz.’‘
euronews: ‘‘Bu sorunu Avrupa genelinden şehir seviyesine indirgediğimizde, ortaya olumlu mu yoksa olumsuz bir tablo çıkıyor?’‘
Corina Cretu, Avrupa Komisyoneri: ‘‘Politika ve üye ülkeler arasındaki sorunlara takılmadan önce, şehirlerin belediye başkanlarının bu konuda hızlı ve kalıcı önlemler alarak göç sorununu çözmesi gerekiyor. İlk kez bu konuda herkesin istekli olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki yedi yıl içerisinde şehirlere 16 milyar Euro dağıtarak dar gelirlilerin konut ihtiyacı gibi önemli sorunları çözmek istiyoruz. Almanya ve Hollanda gibi ülkeler bu sorunlara çok güzel çözümler buldular. Ancak diğer ülkeler bu konuda ne yapacaklarını tam olarak bilmiyor. Biz de bu noktada onlara teknik açıdan yardımcı olacağız.’‘
euronews: ‘‘2016’da şehirler en çok hangi soruna odaklanmalı?’‘
Corina Cretu, Avrupa Komisyoneri: ‘‘Bence önümüzdeki yıllarca sosyal açıdan uyum sorunu, yaşayacağımız en büyük zorluk olacak… Yeni açılan ticarethaneler, enerji ihtiyacı, konut açığı, istihdam, bazı bölgelerin kentsel dönüşümü, eğitim yatırımları ve sağlık alanındaki harcamalar ‘bölgesel uygulamaların’ önümüzdeki yedi yıl içerisindeki öncelikleri olacak.’‘